İki şekilde Passive yapılması mümkün olan yapılardan biri ise ''That Clause'' yapısının bir fiilin nesnesi kullanıldığı cümlelerdir.Boş özne olarak ''it'' kullanımı şöyledir:
Örneğin: They say that he is in the habit of stealing money.
(Onun para çalma alışkanlığı olduğunu söylüyorlar.)
It is said that he is in the habit of stealing money.
(Onun para çalma alışkanlığı olduğu söyleniyor.)
Burada ikinci cümleye bakarsak söyleniyor denmiş..Edilgen halde yani başkaları tarafından söyleniyor anlamında..Keza it is said denmiş çünkü ''They say'' şeklinde başlayan cümle Present Simple Tense bir cümledir..O yüzden is V3 yani ''is said'' şeklinde passive yapılır.
Örneğin: People thought that social workers were doing valuable work.
(İnsanlar yardımseverlerin değerli bir iş yaptıklarını düşünüyorlardı.)
It was thought that social workers were doing valuable work.
(Yardımseverlerin değerli bir iş yaptıkları düşünülüyordu.)
Burada görüldüğü üzere ''insanlar düşünüyorlardı'' denilmiş, açık bir şekilde etken bir cümle.''düşünülüyordu'' denildiği zaman başkaları tarafından,insanlar tarafından düşünülüyordu anlamına gelir ve edilgendir.Keza People thought cümlesine bakarsak Past Simple bir cümle bu yüzden passive yaparken ''was thought'' şeklinde ifade edilmiştir.
Bu şekilde boş özne kullanarak Passive yapılmanın yanı sıra ''that clause'' kısmının öznesinin bütün cümlenin öznesi yapılarak da passive yapılabilir.Bu durumda that clause kısmı (to Vo,to be Ving, to have V3) yapıları haline getirilir.Eğer ''That clause'' kısmındaki eylem ana fiil ile eş zamanlı ise ''to Vo'' ,daha önce gerçekleşmiş ise ''to have V3'', ve son olarak aynı zamanda gerçekleşmiş ve bir süreç ifade ediyorsa ''to be Ving'' yapıları kullanılır.
Örneğin:They say that he knows some very influential people.
(Onun bazı çok etkili kimseleri tanıdığını söylüyorlar.)
He is said to know some very influential people.
(Onun bazı çok etkili kimseleri tanıdığı söyleniyor.)
Görüldüğü üzere ana fiil ''say'' ile That Clause kısmının fiili olan ''know'' eş zamanlı.İkiside Present Simple Tense.O bakımdan to Vo şeklinde kullanılarak passive yapılır.
Örneğin:People thought that social workers were doing valuable work.
(İnsanlar yardımseverlerin değerli bir iş yaptıklarını düşünüyorlardı.)
Social workers were thought to be doing valuable work.
(Yardımseverlerin değerli bir iş yaptıkları düşünülüyordu.)
Görüldüğü gibi burada da ana fiil ''thought'' ile That Clause kısmı ''were doing'' aynı zamanlı olup ''were doing'' yapısı süreç içerdiği için ''to be Ving'' şeklinde passive yapılmıştır.
Örneğin: Everybody knows that Kathy killed her husband.
(Herkes Kathy'nin kocasını öldürdüğünü biliyor.)
Kathy is known to have killed her husband.
(Kathy'nin kocasını öldürdüğü biliniyor..)
Burada ana fiil ''know'' ile That Clause'' kısmındaki fiil ''killed'' eş zamanlı olmayıp ;''killed'' eylemi daha önce gerçekleşmiştir.Bu bakımdan passive yapılırken ''to have V3'' şeklinde ifade edilmelidir.
ÖNEMLİ NOT:Yukarıdaki örneklerin tamamında ''That Clause'' kısmındaki yapılar aktif yapılardır.Passive yapılırken bu kısımdaki yapılar aktif değilde edilgen olduklarında ise ''to Vo'' kullanmamız gereken yerde, to be V3, ''to have V3'' kullanmamız gereken yerde ise ''to have been V3'' yapıları kullanılır.
Örneğin: Everbody knows that Harrie is treated badly..
(Herkes Harrie'ye kötü davranıldığını biliyor.)
Harrie is known to be treated badly.
(Harrie'ye kötü davranıldığı biliniyor.)
Burada ana fiil olan ''know'' ile ''is treated'' kısmı Present Tense olup eş zamanlıdır.
Örneğin: People consider that Jane's husband was murdered.
(İnsanlar Jane'in kocasının öldürüldüğünü düşünüyor.)
Jane's husband is considered to have been murdered.
(Jane'in kocasının öldürüldüğü düşünülüyor.)
Burada da ana fiil olan ''consider'' Present haldeyken That Clause kısmındaki ''was murdered'' daha önce gerçekleşiş.O yüzden ''to have been V3'' yapıs ile passive yapılır.
simple past tense
30 Haziran 2013 Pazar
PASSIVE FORMS OF NON-FINITE VERBS
Non-finite diye adlandırılan ve çekim eki almayan fiiller (Gerunds&Infinitives) edilgen hale getirilebilir.
**They are known to treat her badly. (Infinitive)
(Ona kötü davrandıkları biliniyor.)
She is known to be treated badly.
(Ona kötü davranıldığı biliniyor.)
**She is believed to have killed ten people. (Perfect Infinitive)
(Onun on kişiyi öldürdüğüne inanılıyor..)
She is believed to have been killed
(Onun öldürüldüğüne inanılıyor.)
**I dislike waiting for people. .(Gerund)
(İnsanları beklemekten hoşlanmıyorum)
I dislike being waited.
(Bekletilmekten hoşlanmıyorum..)
**She denies having accused John of cheating in the exam. (Perfect Gerund)
(O John'u kopya çekmekle suçladığını inkar ediyor.)
She denies having been accused of cheating in the exam.
(Sınavda kopya çekmekle suçlandığını reddediyor.)
Phrasal and Prepositional Verbs in the Passive..
Bazı fiiller deyimsel olarak anlam verecek şekilde bir preposition ile beraber kullanılıp Phrasal Verb diye adlandırdığımız yapıları oluştururlar.
Örneğin:The referee called off the game because of the train.
(Hakem yağmurdan dolayı maçı iptal etti.)
The game was called off because of the rain.
(Yağmurdan dolayı maç iptal edildi.)
Ayrıca bazı fiiller genelde kendilerinden sonra belli bir preposition ile beraber kullanılır.(operate on,deal with,interfere with,)
Örneğin:We insist on punctuality in this office.
(Bu ofiste dakikliğin üzerinde dururuz.)
Punctuality is insisted on in this office.
(Bu ofiste dakikliğin üzerinde durulur.)
Örneğin: The instructor referred to the notes throughout the presentation.
(Öğretmen sunum boyunca notlardan faydalandı.)
The notes were referred to throughout the presentation.
(Sunum boyunca notlardan faydalanıldı.)
Stative Passive
Fiillerin üçüncü halleri bazen cümlede sıfat gibi işlev görür.Bu cümlelerde fiilin üçüncü hali eylemin nasıl ya da kim tarafından yapıldığını anlatmaz,ismi niteler durumdadır.
Örneğin: Her leg is broken. (Onun bacağı kırık.)
** ''Stative Passive'' yapılarının büyük bir kısmı kendilerinden sonra bir Preposition ile beraber kullanılır.
Örneğin: The boy is interested in chemistry..
Peter is addicted to heroin.
She is worried about her own future.
They are known for their debut album.
The whole building is equipped with the latest technology.
** ''Stative Passive'' yapılarını ''be '' fiil yerine ''get'' fiili kullanarak eylem bildiren yapılar haline getirebiliriz.
Örneğin: Her leg is broken . (Onun bacağı kırık.)
Her leg got broken yesterday. (Onun bacağı dün kırıldı.)
She couldn't complete her homework since she was exhausted.
(Yorgun olduğu için ödevini tamamlayamadı.) Yorgun olduğu için denmiş yani yorgun olmak gibi düşünülüp fiil olarak algılanmamalıdır..Burada kişiyi niteliyor ve yorgun olduğu ortaya koyulmuştur.
Having worked more than 10 hours,she got exhausted.
(On saatten fazla çalıştığı için bitkin düştü.) .. Burada ise bitkin düşmek, yorgun olmak şeklinde fiil halinde kullanılmıştır.
**They are known to treat her badly. (Infinitive)
(Ona kötü davrandıkları biliniyor.)
She is known to be treated badly.
(Ona kötü davranıldığı biliniyor.)
**She is believed to have killed ten people. (Perfect Infinitive)
(Onun on kişiyi öldürdüğüne inanılıyor..)
She is believed to have been killed
(Onun öldürüldüğüne inanılıyor.)
**I dislike waiting for people. .(Gerund)
(İnsanları beklemekten hoşlanmıyorum)
I dislike being waited.
(Bekletilmekten hoşlanmıyorum..)
**She denies having accused John of cheating in the exam. (Perfect Gerund)
(O John'u kopya çekmekle suçladığını inkar ediyor.)
She denies having been accused of cheating in the exam.
(Sınavda kopya çekmekle suçlandığını reddediyor.)
Phrasal and Prepositional Verbs in the Passive..
Bazı fiiller deyimsel olarak anlam verecek şekilde bir preposition ile beraber kullanılıp Phrasal Verb diye adlandırdığımız yapıları oluştururlar.
Örneğin:The referee called off the game because of the train.
(Hakem yağmurdan dolayı maçı iptal etti.)
The game was called off because of the rain.
(Yağmurdan dolayı maç iptal edildi.)
Ayrıca bazı fiiller genelde kendilerinden sonra belli bir preposition ile beraber kullanılır.(operate on,deal with,interfere with,)
Örneğin:We insist on punctuality in this office.
(Bu ofiste dakikliğin üzerinde dururuz.)
Punctuality is insisted on in this office.
(Bu ofiste dakikliğin üzerinde durulur.)
Örneğin: The instructor referred to the notes throughout the presentation.
(Öğretmen sunum boyunca notlardan faydalandı.)
The notes were referred to throughout the presentation.
(Sunum boyunca notlardan faydalanıldı.)
Stative Passive
Fiillerin üçüncü halleri bazen cümlede sıfat gibi işlev görür.Bu cümlelerde fiilin üçüncü hali eylemin nasıl ya da kim tarafından yapıldığını anlatmaz,ismi niteler durumdadır.
Örneğin: Her leg is broken. (Onun bacağı kırık.)
** ''Stative Passive'' yapılarının büyük bir kısmı kendilerinden sonra bir Preposition ile beraber kullanılır.
Örneğin: The boy is interested in chemistry..
Peter is addicted to heroin.
She is worried about her own future.
They are known for their debut album.
The whole building is equipped with the latest technology.
** ''Stative Passive'' yapılarını ''be '' fiil yerine ''get'' fiili kullanarak eylem bildiren yapılar haline getirebiliriz.
Örneğin: Her leg is broken . (Onun bacağı kırık.)
Her leg got broken yesterday. (Onun bacağı dün kırıldı.)
She couldn't complete her homework since she was exhausted.
(Yorgun olduğu için ödevini tamamlayamadı.) Yorgun olduğu için denmiş yani yorgun olmak gibi düşünülüp fiil olarak algılanmamalıdır..Burada kişiyi niteliyor ve yorgun olduğu ortaya koyulmuştur.
Having worked more than 10 hours,she got exhausted.
(On saatten fazla çalıştığı için bitkin düştü.) .. Burada ise bitkin düşmek, yorgun olmak şeklinde fiil halinde kullanılmıştır.
Passive Voice (Istenilen her fiil edilgen hale getirilemez..)
1-Instransitive Verbs (Geçişsiz Fiiller)
Bu gruptaki fiiller hemen kendinden sonra nesne almayan fiillerdir.Nesne almadıklarından dolayı bu fiiller Passive yapılamazlar.Fiilerin nesne alıp almadıklarını anlamak için ''neyi'' , '' kimi'' sorularını sorarak anlayabiliriz.
Örneğin: John arrived at the meeting hall. (John toplantı salonuna vardı.)
Görüldüğü üzere ''neyi'' , ''kimi'' sorularına cevap oluşturacak herhangi bi nesne almamış..
2-Transitive Verbs (Geçişli Fiiller)
Bu gruptaki fiiller kendilerinden sonra tek nesne alan fiillerdir.Nesne aldıkları için passive yapılabilirler.
Örneğin: Smith built a new brigde .. (Smith yeni bir köprü inşa etti.)
A new bridge was built by Smith. (Smith tarafından yeni bir köprü inşa edildi.)
Neyi inşa etti? : Köprüyü..
3-Ditransitive Verbs (Çift Geçişli Fiiller)
Bu gruptaki fiiller kendilerinden sonra iki nesne alan fiillerdir.İki nesne aldıklarından dolayı iki şekilde edilgen hale getirilebilirler. İki nesne alan fiillerin en sık kullanılanı ''give'' fiilidir. Bunun yanısıra ''send'', ''tell'', ''ask'' , ''call'', ''buy'' , ''teach'' , ''offer'' etc. fiilleridir.
Örneğin:Jimmy gave her a present.. (Jimmy ona bir hediye verdi. )
*-She was given a present by Jimmy.. (Ona Jimmy tarafından bir hediye verildi..)
**A present was given to her by Jimmy (Hediye ona Jimmy tarafından verildi..)
Burada ikinci cümlede ''direct object'' in cümlenin öznesi konumuna getirildiği Passive yapılarda eylemin kime yönelik olduğunu göstermek için ''to'' edatı kullanılır.
Bu gruptaki fiiller hemen kendinden sonra nesne almayan fiillerdir.Nesne almadıklarından dolayı bu fiiller Passive yapılamazlar.Fiilerin nesne alıp almadıklarını anlamak için ''neyi'' , '' kimi'' sorularını sorarak anlayabiliriz.
Örneğin: John arrived at the meeting hall. (John toplantı salonuna vardı.)
Görüldüğü üzere ''neyi'' , ''kimi'' sorularına cevap oluşturacak herhangi bi nesne almamış..
2-Transitive Verbs (Geçişli Fiiller)
Bu gruptaki fiiller kendilerinden sonra tek nesne alan fiillerdir.Nesne aldıkları için passive yapılabilirler.
Örneğin: Smith built a new brigde .. (Smith yeni bir köprü inşa etti.)
A new bridge was built by Smith. (Smith tarafından yeni bir köprü inşa edildi.)
Neyi inşa etti? : Köprüyü..
3-Ditransitive Verbs (Çift Geçişli Fiiller)
Bu gruptaki fiiller kendilerinden sonra iki nesne alan fiillerdir.İki nesne aldıklarından dolayı iki şekilde edilgen hale getirilebilirler. İki nesne alan fiillerin en sık kullanılanı ''give'' fiilidir. Bunun yanısıra ''send'', ''tell'', ''ask'' , ''call'', ''buy'' , ''teach'' , ''offer'' etc. fiilleridir.
Örneğin:Jimmy gave her a present.. (Jimmy ona bir hediye verdi. )
*-She was given a present by Jimmy.. (Ona Jimmy tarafından bir hediye verildi..)
**A present was given to her by Jimmy (Hediye ona Jimmy tarafından verildi..)
Burada ikinci cümlede ''direct object'' in cümlenin öznesi konumuna getirildiği Passive yapılarda eylemin kime yönelik olduğunu göstermek için ''to'' edatı kullanılır.
29 Haziran 2013 Cumartesi
MODALITY PERFECT (modal+have+V3)
1-Should/ought to have V3: ''-meliydi/malıydı.''
Past Advice/Past regret şeklinde nitelendirilebilir.Geçmişte yaptığımız ya da yapmadığımız bir eylemden duyulan ''pişmanlık'' veya verdiğimiz tavsiye veya eleştiri geçmiş anlam taşıyorsa ''should have V3'' veya ''ought to have V3'' yapıları kullanılır.
Örneğin: She couldn't pass her final exam.She shouldn't have studied more.
(O final sınavını geçemedi. Daha fazla çalışması gerekirdi.)
I shouldn't have told anything to him.He isn't a dependable person.
(Ona hiçbirşey söylememem gerekirdi.O güvenilir birisi değil..)
2-May/might/could/have V3: ''-mış olabilir''
Past Possibility olarak nitelendirilebilir.Eğer geçmişteki herhangi bir şey için düşük olasılık ifade etmek istiyorsak bu yapıları kendilerinden sonra ''have V3'' getirerek kullanabiliriz.
Örneğin: A:Why didn't Elena come to the meeting yesterday?
B:I don't know.She might/may/could have forgetten about it.
(Bilmiyorum.Toplantıyı unutmuş olabilir.)
Ayrıca bu üç yapı geleceğe de gönderme yapabilir.
Örneğin:We could have finished this task by this time tomorrow.
(Yarın bu vakte kadar bu işi bitirmiş olabiliriz..)
3-Could have V3: ''-yapabilirdin ama yapmadın.''
Missed oppurtunity in the past olarak nitelendirilebilir.Past possibility'nin yanısıra geçmişte kaçırılan fırsatlardan bahsederken bu yapıyı kullanırız.Bu yapıyla aynı anlama gelecek şekilde ''might have V3'' ve ''would have V3'' yapılarıda kullanılabilir .(İf Clause Type III)
Örneğin:If you had come here 5 minutes earlier,you could have seen her.
(Buraya beş dakika erken gelmiş olsaydın onu görebilirdin..)
4-Must have v3: ''-mış olmalı''
Decution in the past şeklinde nitelendirilir..Geçmişe yönelik kuvvetli bir tahminde bulunulduğunda bu yapıyı kullanırız.
Örneğin:It was a difficult exam,and Joe passed it.He must have studied a lot.
(Zor bir sınavdı ve Joe o sınavı geçti.Çok çalışmış olmalı..)
Aynı zamanda geçmişe yönelik olumsuz bir çıkarım yapacaksak ''-mamış olmalı'' anlamına gelen ''mustn't have V3'' yapısı kullanılır.
Örneğin: A:She passed by without saying even ''hello''. (Merhaba bile demeden yanımdan geçti.)
B:She mustn't have notived you then. (Seni fark etmemiş olmalı öyleyse.)
5-Can't/Couldn't have V3 : ''-mış olamaz''
Negative decution in the past şeklinde nitelendirilebilir.Geçmişe yönelik kuvvetli ve olumsuz bir çıkarımda bulunuluyorsa ''-mış olamaz'' anlamına gelen bu yapı kullanılır.
Örneğin: They only put the for-sale sign yesterday. They can't have sold their house yet.
(Satılık ilanını daha dün astılar.Henüz evi satmış olamazlar..)
6-Needn't have V3: ''-e gerek yoktu ama yaptın''
Absence of necessity in the past olarak nitelendirilebilir. Geçmişte yapılan bir eylemin aslında yapılmasına gerek yoktu ama yine de eylem gerçekleştirildi anlamına gelir.
Örneğin:We needn't have hurried indeed.The meeting started 30 minutes late.
(Aslında acele etmemize gerek yoktu.Toplantı yarım saat geç başladı.)
Past Advice/Past regret şeklinde nitelendirilebilir.Geçmişte yaptığımız ya da yapmadığımız bir eylemden duyulan ''pişmanlık'' veya verdiğimiz tavsiye veya eleştiri geçmiş anlam taşıyorsa ''should have V3'' veya ''ought to have V3'' yapıları kullanılır.
Örneğin: She couldn't pass her final exam.She shouldn't have studied more.
(O final sınavını geçemedi. Daha fazla çalışması gerekirdi.)
I shouldn't have told anything to him.He isn't a dependable person.
(Ona hiçbirşey söylememem gerekirdi.O güvenilir birisi değil..)
2-May/might/could/have V3: ''-mış olabilir''
Past Possibility olarak nitelendirilebilir.Eğer geçmişteki herhangi bir şey için düşük olasılık ifade etmek istiyorsak bu yapıları kendilerinden sonra ''have V3'' getirerek kullanabiliriz.
Örneğin: A:Why didn't Elena come to the meeting yesterday?
B:I don't know.She might/may/could have forgetten about it.
(Bilmiyorum.Toplantıyı unutmuş olabilir.)
Ayrıca bu üç yapı geleceğe de gönderme yapabilir.
Örneğin:We could have finished this task by this time tomorrow.
(Yarın bu vakte kadar bu işi bitirmiş olabiliriz..)
3-Could have V3: ''-yapabilirdin ama yapmadın.''
Missed oppurtunity in the past olarak nitelendirilebilir.Past possibility'nin yanısıra geçmişte kaçırılan fırsatlardan bahsederken bu yapıyı kullanırız.Bu yapıyla aynı anlama gelecek şekilde ''might have V3'' ve ''would have V3'' yapılarıda kullanılabilir .(İf Clause Type III)
Örneğin:If you had come here 5 minutes earlier,you could have seen her.
(Buraya beş dakika erken gelmiş olsaydın onu görebilirdin..)
4-Must have v3: ''-mış olmalı''
Decution in the past şeklinde nitelendirilir..Geçmişe yönelik kuvvetli bir tahminde bulunulduğunda bu yapıyı kullanırız.
Örneğin:It was a difficult exam,and Joe passed it.He must have studied a lot.
(Zor bir sınavdı ve Joe o sınavı geçti.Çok çalışmış olmalı..)
Aynı zamanda geçmişe yönelik olumsuz bir çıkarım yapacaksak ''-mamış olmalı'' anlamına gelen ''mustn't have V3'' yapısı kullanılır.
Örneğin: A:She passed by without saying even ''hello''. (Merhaba bile demeden yanımdan geçti.)
B:She mustn't have notived you then. (Seni fark etmemiş olmalı öyleyse.)
5-Can't/Couldn't have V3 : ''-mış olamaz''
Negative decution in the past şeklinde nitelendirilebilir.Geçmişe yönelik kuvvetli ve olumsuz bir çıkarımda bulunuluyorsa ''-mış olamaz'' anlamına gelen bu yapı kullanılır.
Örneğin: They only put the for-sale sign yesterday. They can't have sold their house yet.
(Satılık ilanını daha dün astılar.Henüz evi satmış olamazlar..)
6-Needn't have V3: ''-e gerek yoktu ama yaptın''
Absence of necessity in the past olarak nitelendirilebilir. Geçmişte yapılan bir eylemin aslında yapılmasına gerek yoktu ama yine de eylem gerçekleştirildi anlamına gelir.
Örneğin:We needn't have hurried indeed.The meeting started 30 minutes late.
(Aslında acele etmemize gerek yoktu.Toplantı yarım saat geç başladı.)
MODALITY PROGRESSIVE (Modal +be+Ving)
1- May be Ving, Might be Ving, Could be Ving :''-yor olabilir''
Konuşma anında bir durum ile ilgili düşük olasılıklı tahminde bulunurken bu üç yapı kullanılır.Olumsuz cümlelerde ise '' may not be Ving'', ya da ''might not be Ving'' yapıları kullanılır.
Örneğin: A:Do you know where James is?
B:I don't know,but he may/might/could be sleeping at home.
(Bilmiyorum ama evde uyuyor olabilir.)
A: Is she working on the project now?
B:I don't know.She may/might not be working on it now.
(Bilmiyorum.Şu anda proje üzerinde çalışmıyor olabilir..)
2-Ayrıca bu grupta ''must be Ving'' yapısını da ''-yor olmalı' anlamında kullanabiliriz.Bu yapının karşıtı ''mustn't be Ving'' ve ''can't be Ving'' yapılarıdır.
Örneğin: A:Do you know where is James?
B:He is at his room.He must be sleeping.
(Odasında. Uyuyor olmalı..)
A:Jane's lights are off. (Jane'nin ışıkları sönük..)
B:Then,she can't be/mustn't be studying.. (Öyleyse,çalışıyor olamaz..)
Konuşma anında bir durum ile ilgili düşük olasılıklı tahminde bulunurken bu üç yapı kullanılır.Olumsuz cümlelerde ise '' may not be Ving'', ya da ''might not be Ving'' yapıları kullanılır.
Örneğin: A:Do you know where James is?
B:I don't know,but he may/might/could be sleeping at home.
(Bilmiyorum ama evde uyuyor olabilir.)
A: Is she working on the project now?
B:I don't know.She may/might not be working on it now.
(Bilmiyorum.Şu anda proje üzerinde çalışmıyor olabilir..)
2-Ayrıca bu grupta ''must be Ving'' yapısını da ''-yor olmalı' anlamında kullanabiliriz.Bu yapının karşıtı ''mustn't be Ving'' ve ''can't be Ving'' yapılarıdır.
Örneğin: A:Do you know where is James?
B:He is at his room.He must be sleeping.
(Odasında. Uyuyor olmalı..)
A:Jane's lights are off. (Jane'nin ışıkları sönük..)
B:Then,she can't be/mustn't be studying.. (Öyleyse,çalışıyor olamaz..)
Expections (Be to Vo, Be supposed to Vo)
1-Görevlendirme ve Programlar..
''Be to Vo'' yapısı birine görevlendirmede bulunurken veya belirli bir program dahilinde olacak olan eylemlerin başlangıç ve bitiş zamanları ile ilgili beklentileri ifade ederken kullanılır.Bu yapı ''must'' ve '' have to '' yapısına yakın bir anlam taşır.
Örneğin:I'll collect some data and you are to type them as soon as possible.
(Ben biraz bilgi toplayacağım ve sen de en kısa zamanda bunları yazacaksın..)
''Be to Vo'' yapısının Past Hali ''was/were to Vo'' şeklindedir.Bu yapı ''yapacaktım ve yaptım'' anlamında olup geçmişte gerçekleştirilmesi planlanan ve gerçekleştirilen eylemleri ifade ederken kullanılır.
Örneğin: Derby:Why were you at the post office yesterday?
(Dün için postanedeydin? )
Werner: I was to post some mail to my friends.
(Arkadaşlarıma bazı mektuplr postalayacaktım. )
Burada ''postalayacaktım ve postaladım anlamı'' vardır.
2-Beklentiler ve Programlar
''Be supposed to'' yapısı beklenti anlamının yanı sıra belirli bir program dahilinde olacak olan eylemlerin başlangıç ve bitiş zamanları ile ilgili beklentileri ifade ederken kullanılır.Bu yapı ''should'' ve ''ought to'' yapılarına yakın bir anlam taşımaktadır.
Örneğin: Sarah is supposed to finalize the project by Monday.
(Sarah projeyi Pazartesi'ye kadar bitirmeli..)
''Be supposed to'' yapısının Past hali ''was/were supposed to'' şeklindedir. Bu yapı ''yapmam gerekirdi ama yapmadım'' anlamında olup geçmişte gerçekleştirilmesi gereken ama yapılmayan şeyleri ifade ederken kullanılır.
Örneğin: You were supposed to attend the meeting yesterday.Where were you?
(Dün toplantıya katılman gerekiyordu.Neredeydin?.)
''Be to Vo'' yapısı birine görevlendirmede bulunurken veya belirli bir program dahilinde olacak olan eylemlerin başlangıç ve bitiş zamanları ile ilgili beklentileri ifade ederken kullanılır.Bu yapı ''must'' ve '' have to '' yapısına yakın bir anlam taşır.
Örneğin:I'll collect some data and you are to type them as soon as possible.
(Ben biraz bilgi toplayacağım ve sen de en kısa zamanda bunları yazacaksın..)
''Be to Vo'' yapısının Past Hali ''was/were to Vo'' şeklindedir.Bu yapı ''yapacaktım ve yaptım'' anlamında olup geçmişte gerçekleştirilmesi planlanan ve gerçekleştirilen eylemleri ifade ederken kullanılır.
Örneğin: Derby:Why were you at the post office yesterday?
(Dün için postanedeydin? )
Werner: I was to post some mail to my friends.
(Arkadaşlarıma bazı mektuplr postalayacaktım. )
Burada ''postalayacaktım ve postaladım anlamı'' vardır.
2-Beklentiler ve Programlar
''Be supposed to'' yapısı beklenti anlamının yanı sıra belirli bir program dahilinde olacak olan eylemlerin başlangıç ve bitiş zamanları ile ilgili beklentileri ifade ederken kullanılır.Bu yapı ''should'' ve ''ought to'' yapılarına yakın bir anlam taşımaktadır.
Örneğin: Sarah is supposed to finalize the project by Monday.
(Sarah projeyi Pazartesi'ye kadar bitirmeli..)
''Be supposed to'' yapısının Past hali ''was/were supposed to'' şeklindedir. Bu yapı ''yapmam gerekirdi ama yapmadım'' anlamında olup geçmişte gerçekleştirilmesi gereken ama yapılmayan şeyleri ifade ederken kullanılır.
Örneğin: You were supposed to attend the meeting yesterday.Where were you?
(Dün toplantıya katılman gerekiyordu.Neredeydin?.)
Prohibiton (mustn't)& Asking for Someone's opinion
Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen
burayı tıklayın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)